bağımsızlaşmak

listen to the pronunciation of bağımsızlaşmak
التركية - الإنجليزية
to become independent, gain one's independence
become independent
gain independence
bağımsız
free

Tom is a freelance writer. - Tom bir bağımsız yazar.

When you're alone in your apartment, you feel independent. When you're alone in your room, you feel free. When you're alone in your bed, you feel lonely. - Apartmanında tek başına olduğunda, bağımsız hissedersin. Odanda tek başına olduğunda, özgür hissedersin. Yatağında tek başına olduğunda, yalnız hissedersin.

bağımsız
{s} independent

You shouldn't coddle her so much. She needs to learn to be independent. - Onun o kadar üzerinde titrememelisin. O bağımsız olmayı öğrenmeli.

The treaty made Texas independent. - Anlaşma Texas'ı bağımsız hale getirdi.

bağımsız
{s} detached

In the modern age, humans are detached. - Modern çağda insanlar bağımsızdır.

bağımsız
(Bilgisayar) neutral
bağımsız
(deyim) fancy free
bağımsız
native
bağımsız
unbound
bağımsız
(Kanun) several
bağımsız
stand alone
bağımsız
self-reliant
bağımsız
sovereign
bağımsız
maverick
bağımsız
self-contained
bağımsız
self-supporting
bağımsız
unbundled
bağımsız
fancy-free
bağımsız
substantive
bağımsız
standalone
Bağımsız
unaffiliated
bağımsız
ındependent

The treaty made Texas independent. - Anlaşma Texas'ı bağımsız hale getirdi.

Those young men are independent of their parents. - Bu genç erkekler ebeveynlerinden bağımsızlar.

bağımsız
unreliant
bağımsız
distanced
bağımsız
unconnected
bağımsız
unattached
bağımsız
not committed
bağımsız
stand-alone , independent
bağımsız
not bound by a particular pledge or course
bağımsız
crossbench
bağımsız
independent, free
bağımsız
sovereign; uncommitted
bağımsız
{s} uncommitted
bağımsız
crossbencher
bağımsız
distinct
التركية - التركية
Bağımsız duruma gelmek
Bağımsız
müstakil
bağımsız
clis dışındaki bağımsızlardan olmak üzere, siyasi parti gruplarından, oranlarına göre, üye alınır."- Anayasa
bağımsız
Davranışlarını, tutumunu, girişimlerini herhangi bir gücün etkisinde kalmadan düzenleyebilen, hür, özgür, müstakil
bağımsız
Bağımsız milletvekili
bağımsız
bakınız: bağımsız milletvekili
bağımsız
Davranışlarını, tutumunu, girişimlerini herhangi bir gücün etkisinde kalmadan düzenleyebilen, hür, özgür, müstakil: "Konsolosların her biri bağımsız bir vali gibi davranırdı."- N. Cumalı
bağımsız
Herhangi bir kuruluşa, partiye bağlı olmayan kimse: "
bağımsız
Herhangi bir kuruluşa, partiye bağlı olmayan kimse
bağımsızlaşma
Bağımsızlaşmak işi
bağımsızlaşmak
المفضلات