التركية - الإنجليزية
تعريف bölen في التركية الإنجليزية القاموس.
- parting
- divider
- disjunctive
- divisive
- dividing
- denominator
- divisor
- disjunct
- bölen şey
- divider
- böl
- divide into
- böl
- {f} divided
Mother divided the cake into eight pieces.
-Anne pastayı sekiz parçaya böldü.
Tom divided the pie into three equal parts.
-Tom pastayı üç eşit parçaya böldü.
- böl
- hyphenate
- böl
- {f} forked
- böl
- divide
If you divide any number by zero, the result is undefined.
-Eğer herhangi bir sayıyı sıfıra bölerseniz, sonuç tanımsızdır.
The equator divides the globe into two hemispheres.
-Ekvator dünyayı iki yarımküreye böler.
- böl
- dividing
- en büyük ortak bölen
- greatest common factor
- en büyük ortak bölen
- highest common factor
- en büyük ortak bölen
- in mathematics, the greatest common divisor (gcd), sometimes known as the greatest common factor (gcf) or highest common factor (hcf), of two non-zero integers, is the largest positive integer that divides both numbers without remainder
- böl
- divvy
- böl
- split
Tom has a split personality.
-Tom bölünmüş bir kişiliğe sahiptir.
Let's split the bill today.
-Bugün hesabı bölüşelim.
- böl
- divideinto
- kalansız bölen
- aliquot
- ortak tam bölen
- math . common divisor, common factor
- tam bölen
- factor
- tam bölen
- math . factor
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف bölen في التركية التركية القاموس.
- Bir bölme işleminde bölünen sayının kaç eşit parçaya ayrıldığını gösteren sayı
- ortak bölen
- İki veya daha çok sayıyı bölen sayı
- ortak tam bölen
- İki veya ikiden artık sayının hepsini tam olarak bölebilen sayı
- tam bölen
- Bir nicelikte bir tam sayı kadar bulunan başka bir nicelik