aylıklı

listen to the pronunciation of aylıklı
التركية - الإنجليزية
salaried
Describing someone who is paid a salary as opposed to an hourly worker. Generally indicating a professional or manager
Describing someone who is paid monthly as opposed to weekly
receiving a salary; "salaried members of the staff
Salaried people receive a salary from their job. salaried employees James accepted the generously salaried job at the bank. receiving money every month for the work you do, rather than for every week or every hour
receiving or eligible for compensation; "salaried workers"; "a stipendiary magistrate"
receiving a salary; "salaried members of the staff"
{s} receiving a salary, paid a salary; eligible for a salary, having a salary
for which money is paid; "a paying job"; "remunerative work"; "salaried employment"; "stipendiary services"
Receiving a salary; paid by a salary; having a salary attached; as, a salaried officer; a salaried office
aylık
salary

It's very unlikely that Tom will agree to work for that salary. - Tom'un o aylıkla çalışmayı kabul edecek olması çok zayıf bir olasılıktır.

He wasn't earning a large salary when he retired. - Emekli olduğunda büyük bir aylık kazanmıyordu.

aylık
monthly

How much is your monthly gas bill? - Aylık gaz faturan ne kadar?

How much is the monthly rate? - Aylık oran ne kadardır?

aylık
(Ticaret) per mensem
aylık
(Ticaret) payment
aylık
monthly salary
aylık
lasting a month
aylık
wage

My monthly wage is 300,000 yen. - Benim aylık ücret 300.000 yen.

aylık
per month

His salary is 250,000 yen per month. - Onun maaşı aylık 250,000 yendir.

How much is the rent per month? - Aylık kira ne kadardır?

aylık
mensal
aylık
emolument
aylık
menstrual
aylık
monthly; ... months old; lasting a month; salary, monthly pay maaş
aylık
stipend
aylık
enough for (so many) months
aylık
monthly pay, salary
aylık
allowance
التركية - التركية
Karşılığı aylıkla ödenen
Aylık alan (kimse), maaşlı
maaşlı
Aylık
mahiye
Aylık
(Osmanlı Dönemi) MAHİYYE
Aylık
maaş
aylık
Ayda bir kez yapılan veya çıkan
aylık
Ay olarak, bir ay için: "Ben uzunca kalacağım için aylık olarak tutmuştum odamı."- E. Bener
aylık
Birine, görevi karşılığı olarak veya geçimi için her ay ödenen para, maaş: "Ordu ve hükûmet aylıklarımızın bir kısmıyla altın alırdık."- F. R. Atay
aylık
Birine, görevi karşılığı olarak veya geçimi için her ay ödenen para, maaş
aylık
Belirli aydan beri var olan
aylık
Ay olarak, bir ay için
aylık
Bir ay içinde olan veya bir ay süren
aylıklı
المفضلات