away from the inside

listen to the pronunciation of away from the inside
الإنجليزية - التركية

تعريف away from the inside في الإنجليزية التركية القاموس.

out
{f} dışarı çıkarmak

Tom yarın gece Mary'yi dışarı çıkarmak istiyor. - Tom wants to take Mary out tomorrow night.

Tom, köpeğini dışarı çıkarmak için kapıyı açtı. - Tom opened the door to let his dog out.

out
{s} dış

Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al. - Go out and breathe some fresh air instead of watching TV.

Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar. - Motherhood and childhood are entitled to special care and assistance. All children, whether born in or out of wedlock, shall enjoy the same social protection.

out
{s} dışarıdaki

Dışarıdaki gürültü sinirime dokunduğu için canım çalışmak istemedi. - I didn't feel like studying because the noise outside was getting on my nerves.

Maria yatalaktı. Dışarıdaki dünyayla tek irtibatı televizyon yayınları aracılığıyla oluyordu. - Maria was bedridden. The only contact she had with the outside world was via the TV broadcasts.

out
{i} aut
from the inside
içten
out
yanmak
out
anormal
out
harici

Ev dahili ve harici temizlendi. - The house was cleaned inside and out.

out
sönük
out
adamakıllı
out
dışarıya

Bu öğleden sonra dışarıya çıkacağım. - I'm going to go out this afternoon.

Dışarıya çıkamam çünkü çok ödevim var. - I can't go out because I have a lot of homework.

out
dışta yer alan
out
dışarı

Dışarıya çıkamam çünkü çok ödevim var. - I can't go out because I have a lot of homework.

Çoğu genç yetişkin geceleyin dışarı çıkmaktan hoşlanır. - Most young adults enjoy going out at night.

out
dışarıda

Kardeşlerin her ikisi de dışarıdalardı. - Both the brothers were out.

Kim gelirse gelsin, ona dışarıda olduğumu söyle. - Whoever comes, tell him I'm out.

from the inside
içerden
out
yeni çıkmış

Fırından yeni çıkmış ekmeğin kokusunu seviyorum. - I like the smell of bread just out of the oven.

out
bozulmuş
out
açığa çık

Sır resmi olarak açığa çıktı. - The secret is officially out.

Sami bu konuyu açığa çıkardı. - Sami found out about this.

out
outbid outdrink
out
eskimiş
out
(İnşaat) dışında, dışarıda
الإنجليزية - الإنجليزية
out

He threw it out the door.

from the inside
from indoors, from within
away from the inside

    الواصلة

    a·way from the in·side

    التركية النطق

    ıwey fırm dhi însayd

    النطق

    /əˈwā fərm ᴛʜē ənˈsīd/ /əˈweɪ fɜrm ðiː ɪnˈsaɪd/
المفضلات