الإنجليزية - التركية
تعريف auslösend في الإنجليزية التركية القاموس.
- provoking
- (sıfat) uyandıran, neden olan, çıkaran, can sıkıcı, çekilmez, katlanılmaz
- causing
- (Dilbilim) ettirme
- prompting
- (Dilbilim) yöneltimli
- provoking
- {s} neden olan
- causing
- {f} neden ol
Vücuda dokunulduğunda, derideki reseptörler beyne endorfin gibi kimyasalların salınmasına neden olan mesajlar gönderir.
-When the body is touched, receptors in the skin send messages to the brain causing the release of chemicals such as endorphins.
O sese ne neden oluyor?
-What's causing that sound?
- disengaging
- {f} ayrıl
- disengaging
- {i} ayrılma
- provoking
- darıltıcı
- causing
- sebep olan
Tüm soruna sebep olan sensin.
-You're the one causing all the trouble.
Kovanlarına sebep olan şey bu olabilir.
-That may be what's causing your hives.
- provoking
- kışkırtarak
- disengaging
- çözme
- prompting
- {i} telkin
- prompting
- {i} ilham
- provoking
- {s} uyandıran
- provoking
- {s} can sıkıcı
- provoking
- {s} katlanılmaz
- provoking
- tahrik edici
المصطلحات ذات الصلة
ألمانية - الإنجليزية
تعريف auslösend في ألمانية الإنجليزية القاموس.
- prompting
- releasing
- disengaging
- provoking
- causing
- ransoming
- being the cause of
- sparking off
- giving rise to
- actuating
- setting off
- producing
- raising
- engendering
- disconnecting
- triggering
- eliciting
- evoking
- Panik auslösend
- panicking
- einen Würgreiz auslösend
- gaggy
المصطلحات ذات الصلة
auslösend
Resimler
السابق
المفضلات