aufgegliedert

listen to the pronunciation of aufgegliedert
الإنجليزية - التركية

تعريف aufgegliedert في الإنجليزية التركية القاموس.

dissected
parçalara ayır

Bir kurbağayı, iç organlarını incelemek için kesip parçalara ayırdık. - We dissected a frog to examine its internal organs.

dissected
parçalara ayrılmış
organized
{s} tertipli

Çok tertipli değilim. - I'm not very organized.

Biz çok tertipli değiliz, değil mi? - We aren't very organized, are we?

organized
teşekküllü
organized
teşkilatlanmak
compartmentalized
{f} bölümlere ayır
organized
organize

Tom CDlerini bir sanatçıyla organize etti. - Tom organized his CDs by artist.

Şirketimiz, tüm Japonya'da konuşlanan, iyi organize edilmiş 200 satış ofisi ağına sahiptir. - Our company has a well organized system of 200 sales offices, located all over Japan.

organized
{f} düzenle

Konuşmacı ders notlarını düzenledi. - The speaker organized his lecture notes.

Evleri Feng Shui'ye göre düzenlendi. - Their house is organized according to Feng Shui.

subdivided
{f} alt bölümlere ayır
compartmentalized
bölümlere ayır(mak)
dissected
parçalara ayır(mak)
subdivided
bölünmüş
organized
{f} düzenle: adj.düzenlenmiş
organized
{s} örgütlü

Kamuoyunun örgütlü suça olan hayranlığı çok rahatsız edicidir. - The public's fascination with organized crime is very disturbing.

organized
{f} düzenle: adj.örgütlenmi
organized
{s} düzenlenmiş
organized
{s} organize olmuş
organized
kur/düzenle
organized
{s} düzenli

Tom genellikle oldukça düzenli. - Tom is usually quite organized.

Tom düzenli, değil mi? - Tom is organized, isn't he?

ألمانية - الإنجليزية
dissected
subdivided
organized
compartmentalized
compartmentalised
teased apart
organised
Der Bericht ist in drei Themenbereiche aufgegliedert
The report is organized into three subject areas