O önemli bir turistik çekicilik.
- It's a major tourist attraction.
Bu günlerde orada Çekicilik Kanunu hakkında birçok konuşma var ama ben böyle bir şeyin var olduğunu sanmıyorum.
- These days there is a lot of talk about the Law of Attraction, but I don't think such a thing exists.
Åland adalarının en önemli cazibeleri samimi insanlar ve güzel manzara.
- The most important attractions of the Åland Islands are the friendly people and the beautiful scenery.
Mercan kayalığı, bölgenin en önemli cazibesidir.
- The coral reef is the region's prime attraction.
Çocuklar bazen sırf ilgi çekmek için ağlarlar.
- Children often cry just to attract attention.
Ben dikkat çekmek istemiyordum.
- I did not want to attract attention.
Ben dikkat çekmek istemiyordum.
- I did not want to attract attention.
Onun görünümünü çekici bulurum.
- I find her appearance attractive.
Senin için cazip bir teklifim var.
- I've got an attractive proposition for you.
Senin önerin çok cazip ama onun hakkında düşünmek zorunda kalacağız.
- Your offer is very attractive, but we will have to think about it.
Sanırım o, alımlı ve çekici.
- I think she is charming and attractive.
Mary çok cazibeli bir kadın.
- Mary is a very attractive woman.
Onu cazibeli buluyor musun?
- Do you find him attractive?
Manyetik bir çekimle birbirlerine çekildiler.
- They were drawn to each other by a magnetic attraction.
Yer çekimi herhangi iki kütle, herhangi iki organ ya da herhangi iki parçacık arasında olan bir çekim kuvvetidir.
- Gravity is a force of attraction that exists between any two masses, any two bodies, or any two particles.
Advertising is designed to attract customers.
His big smile and brown eyes instantly attracted me.
... not the only field that offers these attractions but it does offer them in spades. It’s ...
... FEMALE VOICE: Here are popular attractions in Santa Cruz. ...