الإنجليزية - التركية
تعريف attentive, diligent, submissive, fond في الإنجليزية التركية القاموس.
- observant
- {s} riayet eden
- observant
- {s} dikkatli
Sanırım çok dikkatliyim.
-I think I'm very observant.
Gazeteci olmak istiyorsan dikkatli olmalısın.
-If you want to be a newspaperman, you have to be observant.
- observant
- {s} itaatkâr
Olmam gerektiği kadar itaatkâr değilim.
-I'm not as observant as I should be.
Tom çok itaatkâr değil.
-Tom isn't very observant.
- observant
- uyan
- observant
- {s} itaatli
Tom oldukça itaatli, değil mi?
-Tom is quite observant, isn't he?
Tom çok itaatli, değil mi?
-Tom is very observant, isn't he?
- observant
- kanuna riayetkâr
- observant
- observantly dikkat ederek
- observant
- itaatli/dikkatli
- observant
- {s} bağlı
- observant
- {s} dikkat eden
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف attentive, diligent, submissive, fond في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- {a} observant
attentive, diligent, submissive, fond
النطق
Resimler
المفضلات