assembly, board, group of people (gathered to advise, plan, etc.)

listen to the pronunciation of assembly, board, group of people (gathered to advise, plan, etc.)
الإنجليزية - التركية

تعريف assembly, board, group of people (gathered to advise, plan, etc.) في الإنجليزية التركية القاموس.

council
{i} divan
council
{i} konsey

Tom Mary'nin öğrenci konseyi başkanı seçilmesini önlemek için gücü dahilinde her şeyi yaptı. - Tom did everything within his power to keep Mary from being elected president of the student council.

Bu öğrenim hibesi bana bölüm konseyi tarafından verildi. - This study grant was given to me by the departmental council.

council
meclis

Meclis üyesi bir miktar tartışmalı önerge sundu. - The councilor tabled a number of controversial motions.

Ben beş yıldır belediye meclisindeyim. - I've been on the city council for five years.

council
{i} kurul

Yeni bir öneriyi tartışmak için bir yürütme kurulu oluşturuldu. - An executive council was formed to discuss the new proposal.

council
kurultay
council
müşavere
council
Council of State Danıştay
council
(Askeri) KONSEY: Yönetmelikler veya genel emirlerle kurulmuş, daimi inceleme veya istişare grubu. Konsey, kendisine verilmiş konular üzerinde belirli makama teklif ve tavsiyelerde bulunur. İlgili makamların (asker, sivil veya karma) kıdemli temsilcilerinden mürekkeptir. İlgili şahıslar için bu kurulda üyelik -asil sekreterlik görevi almış olanlar dışında- esas görevlerine ek bir görevdir
council
ihtiyar heyeti
council
kiraya verilen
council
danışma kurulu
council
(ev/daire/vb.) yerel idare tarafından yapılan
council
{i} yönetim kurulu
council
{i} İng. belediye meclisi; ihtiyar heyeti
council
{i} kurul, komisyon; konsey, danışma kurulu
council
councilman encümen üyesi
الإنجليزية - الإنجليزية
{i} council
assembly, board, group of people (gathered to advise, plan, etc.)
المفضلات