Mümkün olduğu kadar tünellerden kaçınmaya çalışacağım.
 - I will try to avoid tunnels as much as possible.
Onları ziyaret etmeden önce, kültürleri hakkında mümkün olduğu kadar çok bilgi sahibi olduk.
 - We learned as much as possible about their culture before visiting them.
Ben elimden geldiği kadar yardımcı olacağım.
 - I will help as much as I can.
Haber onu, beni şaşırttığı kadar, çok şaşırttı.
 - The news surprised him as much as it did me.
O, benim kazandığımın üç katı kadar çok kazanıyor.
 - He earns three times as much as I do.
Tom beni otuz dolara istediğin kadar çok yiyebileceğin bir restorana götürdü.
 - Tom took me to a restaurant where you can eat as much as you want for thirty dollars.