Aniden bir sorun ortaya çıktı.
- A problem immediately arose.
Kaza basit bir hatadan ortaya çıktı.
- The accident arose from a simple mistake.
Bu gelenek Çin'de ortaya çıkmıştır.
- This tradition arose in China.
En eski uygarlıklar Mezopotamya'da ortaya çıktı.
- The earliest civilizations arose in Mesopotamia.
Rüşvet güç örgütleri ile birlikte ortaya çıkan bir şeydir.
- Bribes are something that arises in conjunction with power organizations.
Yeni bir zorluk ortaya çıktı.
- A new difficulty has arisen.