anything that is difficult to understand or make sense of

listen to the pronunciation of anything that is difficult to understand or make sense of
الإنجليزية - التركية

تعريف anything that is difficult to understand or make sense of في الإنجليزية التركية القاموس.

puzzle
{i} bulmaca

Tom sonunda bulmacayı çözdü. - Tom finally solved the puzzle.

Biraz daha sabırlı olsaydın, bulmacayı yapabilecektin. - You'd be able to do the puzzle if only you had a little bit more patience.

puzzle
bilmece

Mary ona birkaç ipucu verdikten sonra Tom bilmeceyi çözdü. - Tom solved the puzzle after Mary gave him a few hints.

Tom bilmeceyi nasıl çözeceğini Mary'ye açıklamaya çalıştı. - Tom tried to explain to Mary how to solve the puzzle.

puzzle
{f} şaşırmak
puzzle
hayret ettirmek
puzzle
şaşkınlık uyandırmak
puzzle
kafasını karıştırmak
puzzle
bir yanıt bulmaya çalışmak
puzzle
anlamaya çalışmak
puzzle
muamma
puzzle
(Oyun) Yapboz
puzzle
{i} kafası karışma
puzzle
{f} kafa patlatmak
puzzle
{i} anlaşılmaz kimse
puzzle
{i} mesele, sorun
puzzle
hayret

Fadıl Sadık'ın öldürülmesi araştırmacıları hayrete düşürdü. - The murder of Fadil Sadiq puzzled the investigators.

Beni en çok hayrete düşüren şey Mary'yi görmeye gitmek için Tom'un bile neden rahatsız olduğudur. - What puzzles me most is why Tom even bothered to go see Mary.

puzzle
{f} şaşırtmak
puzzle
(isim) bilmece, muamma, bulmaca, şaşkınlık, kafası karışma, tereddüd, yap boz
puzzle
{i} tereddüd
puzzle
{i} bilmece,yapboz
الإنجليزية - الإنجليزية
puzzle
anything that is difficult to understand or make sense of

    الواصلة

    a·ny·thing that I·s dif·fi·cult to un·der·stand or make sense of

    التركية النطق

    enithîng dhıt îz dîfıkılt tı ʌndırständ ır meyk sens ıv

    النطق

    /ˈenēˌᴛʜəɴɢ ᴛʜət əz ˈdəfəkəlt tə ˌəndərˈstand ər ˈmāk ˈsens əv/ /ˈɛniːˌθɪŋ ðət ɪz ˈdɪfəkəlt tə ˌʌndɜrˈstænd ɜr ˈmeɪk ˈsɛns əv/
المفضلات