any device used to hold and suddenly release an object

listen to the pronunciation of any device used to hold and suddenly release an object
الإنجليزية - التركية

تعريف any device used to hold and suddenly release an object في الإنجليزية التركية القاموس.

trap
tuzak

Onlar tilkiyi bir tuzakla yakaladılar. - They caught the fox with a trap.

Biz bir tilki yakalamak için bir tuzak kurduk. - We set a trap to catch a fox.

trap
trappean volkanik kara taş benzeri
trap
tıkaç
trap
kapanla yakalamak
trap
set çekmek
trap
tuzağa düşürmek
trap
ağız
trap
{f} tuzağa düşür

Tilkiyi tuzağa düşürmeye çalıştık. - We tried to trap the fox.

Tom tuzağa düşürüldü. - Tom has been trapped.

trap
(Elektrik, Elektronik) 1. Bazı elektronik devrelerde, belli frekansları bastırmak ya da geçişini engellemek için kurulan düzenek/devre.2. Her hangi bir frekanstaki akımın yolu üzerine konulan ve rezonansa geldiği frekanstaki akımın akışını engelleyen paralel rezonans devresi.3. Çok bandlı antenlerde antenin farklı bandlar için boyutlandırılmış kısımları arasına konulan ve onları elektriksel anlamda birbirlerinden izole eden devre/düzenek
trap
{f} (ata) süslü koşum takımı geçirmek; (ata) süslü çul örtmek
trap
{i} kum engeli (golf)
trap
{i} ayırıcı
trap
{f} tuzak kurmak
trap
{i} hafif araba
trap
(fiil) kapak takmak (gaz kaçırmasın diye), tuzağa düşürmek, kapana kıstırmak, yakalamak, tuzak kurmak, oyuna getirmek, kapan kurmak
trap
{f} oyuna getirmek
trap
{i} gaga
trap
tut/tuzağa düşür
trap
dans orkestrasında
الإنجليزية - الإنجليزية
trap

They shot out of the school gates like greyhounds out of the trap.

any device used to hold and suddenly release an object

    الواصلة

    a·ny de·vice used to hold and sud·den·ly re·lease an ob·ject

    التركية النطق

    eni dîvays yuzd tı hōld ınd sʌdınli rilis ın ıbcekt

    النطق

    /ˈenē dəˈvīs ˈyo͞ozd tə ˈhōld ənd ˈsədənlē rēˈlēs ən əbˈʤekt/ /ˈɛniː dɪˈvaɪs ˈjuːzd tə ˈhoʊld ənd ˈsʌdənliː riːˈliːs ən əbˈʤɛkt/
المفضلات