anda%c3%a7

listen to the pronunciation of anda%c3%a7
التركية - التركية

تعريف anda%c3%a7 في التركية التركية القاموس.

anda
Kankardeş
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف anda%c3%a7 في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

ANDA
Abbreviated New Drug Application
anda
Abbreviated new drug approval
anda
Abbreviated New Drug Application; An ANDA is typically used by potential manufacturers of a generic copy of a previously approved drug
anda
Egg
anda
Abbreviated New Drug Application (used for generic drugs)
anda
under
anda
m: enmity, anger, vexation, zeal, injury, fear, horror 708
التركية - الإنجليزية

تعريف anda%c3%a7 في التركية الإنجليزية القاموس.

aynı anda olma
concurrent
aynı anda olmak
synchronize
şu anda
currently

Tom currently works for his father's company. - Tom şu anda babasının şirketi için çalışıyor.

Tom isn't currently working anywhere. - Tom şu anda herhangi bir yerde çalışmıyor.

şu anda
just now, at present, at the moment
şu anda
now

Are you ready to order now? - Şu anda sipariş vermeye hazır mısınız?

I just bet you were thinking something perverse just now. - Ben, şu anda ters bir şey düşündüğüne dair bahse girerim.

aynı anda
meanwhile
ilk anda
At first
aynı anda
at the same time

Tom can play the harmonica and the guitar at the same time. - Tom, armonika ve gitarı aynı anda çalabilir.

He can do both at the same time. - Aynı anda ikisini de yapabilir.

aynı anda
simultaneously

I am writing a book in several languages, and I simultaneously publish it on Tatoeba's screens all over the world. - Birkaç dilde bir kitap yazıyorum ve aynı anda Tatoeba'nın ekranlarında dünyanın dört bir yanına yayınlıyorum.

Everything happened simultaneously. - Her şey aynı anda oldu.

aynı anda birkaç işlem yapabilme
time sharing
aynı anda her yerde bulunma
ubiquity
aynı anda iki zıt şeye inanma
double think
aynı anda olmak
concur
aynı anda yapmak
accompany
beklenmedik bir anda
out of the blue
beklenmedik bir anda
out of clear sky
bir anda
in a wink
bir anda
in a split second
bir anda
in a trice
bir anda
in a flash
bir anda
in a jiffy
bir anda
in a tick
bir anda
on a sudden
bir anda olma
instantaneousness
bu anda
at present
bu şu anda kullanılan tren tarifesi mi
Is this the current train schedule
hep birlikte ve aynı anda
in chorus
iki telden aynı anda ses çıkarmak
double stop
ilk anda
(Konuşma Dili) ex tempore
ilk anda
(Konuşma Dili) off hand
kritik bir anda
in a critical moment
o anda
at that moment

At that moment, I felt in complete harmony with the world. - O anda dünya ile tam bir uyum içinde olduğumu hissettim.

They were free at that moment. - Onlar o anda özgürdü.

o anda söylemek
ad-lib
o şu anda başka hatta görüşüyor
He's on another line now
o şu anda burada değil
He's not in now
radyo ve televizyondan aynı anda yayınlanan yayın
simulcast
son anda
at the last moment

A good idea came across her mind at the last moment. - Son anda aklına iyi bir fikir geldi.

Tom was tempted to go, but at the last moment he decided not to. - Mary gitmek için özendirildi fakat son anda gitmemeye karar verdi.

son anda
in the nick of time

Tom was rescued in the nick of time. - Tom son anda kurtarıldı.

Tom came just in the nick of time. - Tom tam son anda geldi.

son anda yetişmek
cut it fine
son anda çözüm bularak kurtulmak
cut the Gordian knot
sıkışık anda görevini üstlenmek
pinchhit
sıkışık anda işi üstlenen kimse
pinchhitter
tam o anda
just then
şu anda gösterimde ne var
What is showing now
şu anda nereden geçiyoruz
Where are we passing now
şu anda neredeyiz
Where are we now
şu anda odamız yok maalesef
Sorry currently we have no rooms