الإنجليزية - التركية
تعريف an unjust act or deed; a sin; a crime; a wrong في الإنجليزية التركية القاموس.
- injustice
- haksızlık
Onlar bunu büyük bir haksızlık olarak düşünecekler.
-They're going to consider it a great injustice.
Onlar bunun büyük bir haksızlık olduğunu düşündüler.
-They considered it a great injustice.
- injustice
- {i} adaletsizlik
Herhangi bir yerdeki adaletsizlik her yerdeki adalet için bir tehdittir.
-Injustice anywhere is a threat to justice everywhere.
Adaletsizlik adaletsizlik doğurur.
-Injustice breeds injustice.
- injustice
- hayıf
- injustice
- (Kanun) adalete aykırılık
- injustice
- {i} insafsızlık
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف an unjust act or deed; a sin; a crime; a wrong في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- injustice
an unjust act or deed; a sin; a crime; a wrong
الواصلة
an un·just act or deed; a sin; a crime; a wrongالنطق
Resimler
المفضلات