الإنجليزية - التركية
تعريف an open space enclosed within something solid في الإنجليزية التركية القاموس.
- cavity
- {i} çürük
- cavity
- diş çukuru
- cavity
- (Mekanik) oluk
- cavity
- (Askeri) paralama hakkı haznesi
- cavity
- boşluk
- cavity
- oyuk
- cavity
- (Elektrik, Elektronik) 1. Fiziki boyutlarının belirlediği bir frekansta rezonansa gelen salınım devresi. 2. Mikrodalga frekanslarında kullanılan yüksek seçicilikli boşluk rezonatörü.Mikrodalga frekanslarında çalışan bazı osilatör devrelerinde kullanılan frekans belirleyici eleman.3. Salınım devresi: Alçak geçiren, band geçiren ya da yüksek geçiren filtre devrelerinde kullanılan salınım devresi.4. Sabit frekanslı ya da mekanik olarak ayarlanabilen salınım devresi
- cavity
- kative
- cavity
- (Mühendislik) kovuk, oyuk, oluk, girinti
- cavity
- (isim) oyuk, çukur, boşluk, delik, çürük, kovuk
- cavity
- boşluk,kovuk
- cavity
- {i} çukur
- cavity
- (Askeri) PARALAMA HAKKI HAZNESİ: Bir merminin yüksek süratli infilak maddesiyle doldurulan iç kısmı
- cavity
- {i} dişçi. çürük, oyuk
- cavity
- (Biyoloji) kavite
- cavity
- {i} delik
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف an open space enclosed within something solid في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- cavity
an open space enclosed within something solid
الواصلة
an o·pen space en·closed with·in some·thing sol·idالتركية النطق
ın ōpın speys enklōzd wîdhîn sʌmthîng sälıdالنطق
/ən ˈōpən ˈspās enˈklōzd wəˈᴛʜən ˈsəmᴛʜəɴɢ ˈsäləd/ /ən ˈoʊpən ˈspeɪs ɛnˈkloʊzd wɪˈðɪn ˈsʌmθɪŋ ˈsɑːləd/
Resimler
المفضلات