-O reklam güçlü bir izlenim bırakıyor-Özellikle müzik.O, kafanın içinde kalıyor.
 - That commercial makes a strong impression - especially the music. It stays in your head.
O, banka yöneticisinde olumlu bir izlenim bıraktı.
 - He made a favorable impression on his bank manager.
Sana o izlenimi vermeyi kastetmemiştim.
 - I didn't mean to give you that impression.
Amerika izleniminiz nedir?
 - What is your impression of America?
O iyi bir etki yaptı.
 - He made a good impression.
Tom Mary'yi epeyce etkiledi.
 - Tom made quite an impression on Mary.
Doğruyu söylemediğin kanısındayım.
 - I get the impression that you aren't telling the truth.