an incidental or passing thought or allusion

listen to the pronunciation of an incidental or passing thought or allusion
الإنجليزية - التركية

تعريف an incidental or passing thought or allusion في الإنجليزية التركية القاموس.

glance
{f} göz atmak

Buna göz atmak isteyebilirsin. - You might want to glance at this.

Broşüre hızla göz atmak. - I glanced through the brochure.

glance
{i} kısa bakış
glance
kısaca bakış
glance
{i} bakış

O, kızının ağladığını bir bakışta gördü. - He saw at a glance that his daughter had been crying.

Bir bakışta yanlış bir şey olduğunu söyleyebildim. - I could tell at a glance that something was wrong.

glance
{f} parıldamak
glance
{f} göz at

Gazeteye sadece göz atmak istiyorum. - I just want to glance at the paper.

O, evraklara bir göz attı. - He took a glance at the papers.

glance
bakmak
glance
darbe/parıltı/bakış
glance
{i} parıltı
glance
{i} kükürtlü mineral
glance
{i} imâ
glance
{i} sıyırma
glance
{f} at -e göz atmak
glance
glance parla/bak
glance
{i} parlak
glance
(fiil) göz atmak, göz gezdirmek, bakıvermek, parıldamak
glance
{f} bakıvermek
الإنجليزية - الإنجليزية
glance
an incidental or passing thought or allusion

    الواصلة

    an in·ci·den·tal or pass·ing thought or al·lu·sion

    التركية النطق

    ın însîdentıl ır päsîng thôt ır ılujın

    النطق

    /ən ˌənsəˈdentəl ər ˈpasəɴɢ ˈᴛʜôt ər əˈlo͞oᴢʜən/ /ən ˌɪnsɪˈdɛntəl ɜr ˈpæsɪŋ ˈθɔːt ɜr əˈluːʒən/
المفضلات