Dan doğum günü için bir iş arkadaşından şanslı kedi heykelciği aldı.
- Dan got a lucky cat figurine from a co-worker for his birthday.
Tom bir iş arkadaşını yaraladı.
- Tom injured a co-worker.
İkisi benim iş arkadaşımdır.
- Both are my colleagues.
Git ve iş arkadaşımla konuş.
- Go and speak to my colleague.
Sami, kadın meslektaşlarıyla dalga geçti.
- Sami made fun of his female co-workers.
O bir meslektaşa güvendi.
- She trusted a co-worker.
Meslektaşı yurtdışındaki birime tayin edildi.
- His colleague was transferred to an overseas branch.
İspanya'da bir meslektaşımız var.
- We have a colleague in Spain.
Onlar çalışma arkadaşlarımdır.
- They are both colleagues of mine.
Git ve iş arkadaşımla konuş.
- Go and speak to my colleague.