anıtlaşmak

listen to the pronunciation of anıtlaşmak
التركية - الإنجليزية
to acquire a monumental status
anıt
{i} monument

This monument is in memory of a great statesman. - Bu anıt büyük bir devlet adamı anısınadır.

This monument was erected in February, 1985. - Bu anıt, Şubat 1985'te dikildi.

anıt
memorial

The office held a memorial for him. - Ofis onun için bir anıt düzenledi.

I have seen an interesting memorial. - Ben ilginç bir anıt gördüm.

anıt
monument, memorial
anıt
monument built in honor of a deceased person or past event
التركية - التركية
Saygı ve sevgi ile anılır duruma gelmek, abideleşmek
Anıt durumuna gelmek, anıt değeri kazanmak
abideleşmek
Anıt
abide
Anıtlaşma
abideleşme
anıt
Önemi ve değeri çok olan eser
anıt
Önemli bir olayı veya büyük bir kişinin gelecek kuşaklarca tarih boyunca anılması için yapılan, göze çarpacak büyüklükte, sembol niteliğinde yapı, abide: "... sergi alanının dışında bir de füze araştırmalarının anıtı var."- H. Taner. Önemi ve değeri çok olan eser
anıtlaşma
Anıtlaşmak işi, abideleşme