anıt

listen to the pronunciation of anıt
التركية - الإنجليزية
{i} monument

An immense monument was erected in honor of the eminent philosopher. - Büyük filozofun şerefine muazzam bir anıt dikildi.

The soldiers have erected a peace monument. - Askerler bir barış anıtı diktiler.

memorial

The office held a memorial for him. - Ofis onun için bir anıt düzenledi.

I have seen an interesting memorial. - Ben ilginç bir anıt gördüm.

monument, memorial
monument built in honor of a deceased person or past event
anıt ağaç
Big tree
anıt dikmek
to erect a monument
anıt mezar
mausoleum
anıt mezar
cenotaph
anıt üzerine kazınmış eski yazıt
epigram
anıtlar
monuments
tarihi anıt
ancient monument
Londra'daki askeri anıt mezar
Cenotaph
doğal anıt
natural monument, scenic wonder
taş anıt
megalith
taş anıt
menhir
tek parça anıt
monolith
tek parça taş anıt
menhir
ulusal anıt
national monument
üç taşlı anıt
trilith
التركية - التركية
Önemi ve değeri çok olan eser
Önemli bir olayı veya büyük bir kişinin gelecek kuşaklarca tarih boyunca anılması için yapılan, göze çarpacak büyüklükte, sembol niteliğinde yapı, abide: "... sergi alanının dışında bir de füze araştırmalarının anıtı var."- H. Taner. Önemi ve değeri çok olan eser
abide
anıt mezar
Görkemli, anıtsal mezar
anıt
المفضلات