O bir pusuda yakalandı.
- He was caught in an ambush.
Tom bir polisi pusuya düşürdü ve onu bir baltayla öldürdü.
- Tom ambushed a policeman and killed him with an ax.
Onun için beklemekten başka yapacak bir şey yoktu.
- There was nothing for it but to wait.
Yapılması gereken bütün şey beklemektir.
- All that is to be done is to wait.
Uzun bir bekleyişten sonra içeri girdik.
- We got in after a long wait.
Bekleyiş nihayet bitti.
- The wait is finally over.
Biz, erkekler kadınları beklemeye alışığız.
- We men are used to waiting for the women.
Jim bizi beklemesinin bir sakıncası olmayacağını söyledi.
- Jim said that he wouldn't mind waiting for us.
Otobüsü beklerken burada kalmaktansa yürümeyi tercih ederim.
- I prefer to walk rather than stay here waiting for the bus.
Otobüs bekleyerek burada kalmaktansa yaya gitmeyi tercih ederim.
- I would rather go on foot than stay here waiting for the bus.
Carlos bir müddet bekledi.
- Carlos waited a moment.
Lütfen yarım saat bekle.
- Please wait for thirty minutes.
Lütfen beni istasyonda bekleyin.
- Please wait for me at the station.
Lütfen otuz dakika bekleyin.
- Please wait for thirty minutes.
Tom bir polisi pusuya düşürdü ve onu bir baltayla öldürdü.
- Tom ambushed a policeman and killed him with an ax.
Sami ve arkadaşları, Ferit'in çetesini pusuya düşürdüler.
- Sami and his friends ambushed Farid's gang.
They laid in wait for the patrol.