Gerçek yemek yeme yerine, sadece tüm gün abur cubur yedik.
- Instead of eating real food, we just ate junk food all day.
Tom tüm günü antika dükkanlarının etrafında bakınarak geçirdi.
- Tom spent all day looking around antique shops.
Tom bütün gün boyunca evi temizlediğini söyledi.
- Tom said that he had been cleaning the house all day.
O, bütün gün boyunca çalışmaktaydı.
- She's been working all day long.
İşe gitmek yerine bütün gün evde kaldım.
- I stayed at home all day instead of going to work.
Bütün gün boşa kürek salladı.
- He built castles in the air all day.
I've never seen such an ugly man in all my born days.