algılar

listen to the pronunciation of algılar
التركية - الإنجليزية
detects
perceptions

I need to drop these useless perceptions to take full throttle over my life. - Yaşamımda dizginleri ele almam için bu gereksiz algılardan kurtulmam lazım.

algı
perception

She still lacks an evolved perception for the beauty of language. - O hâlâ dilin güzelliği için evrimleşmiş algıdan yoksun.

Politics is the art of perception. - Politika bir algılama sanatıdır.

algı
sense

Sharks can sense blood. - Köpekbalıkları kanı algılayabilir.

She has a keen business sense. - Onun keskin bir iş algısı var.

algı
{i} sensation
algıla
perceive

To hate, to love, to think, to feel, to see; all this is nothing but to perceive. - Görmek, hissetmek, düşünmek, sevmek, nefret etmek; bütün bunlar algılamaktan başka bir şey değildir.

There are wavelengths of light that the human eye cannot perceive. - İnsan gözünün algılayamadığı ışık dalgaboyları vardır.

algı
{i} feeling
algı
{i} apprehension
algı
percept

Tom is a very perceptive man. - Tom algıları çok güçlü bir adamdır.

Politics is the art of perception. - Politika bir algılama sanatıdır.

algıla
(Bilgisayar) detect

Our sensors did not detect anything unusual. - Sensörlerimiz olağandışı bir şey algılamadı.

Our sensors did not detect anything out of the ordinary. - Sensörlerimiz sıra dışı bir şey algılamadı.

algı
percipience
algıla
{f} perceiving

It is not possible to conceive without perceiving. - algılama olmadan yaratmak imkansızdır.

algı
perception idrak
algı
impression
algı
purchase, buying
algı
the power of understanding
soyut algılar
(Pisikoloji, Ruhbilim) abstract perceptions
التركية - التركية

تعريف algılar في التركية التركية القاموس.

ALGI
(Osmanlı Dönemi) (İdrak) İnsanın kendi varlığından veya çevresinden aldığı uyarımların, zihinde yorumlanması, mânalandırılması. Doğru idrak gibi yanlış idrak da olabilir. Yanlış idrak göz yanılması yâhut olmıyan bir şeyi görmek şeklinde olabilir. Dünyayı, idrak sayesinde tanıyoruz. Bir idrakte hem afâki (objektif, nesnel), hem enfüsi (sübjektif, öznel) unsurlar bulunur. Bu sebeple idrak, gerçeğin bizzat kendisi değil, gerçeğin bir yorumudur
Algı
idrak
algı
Vergi
algı
Haşhaş sütünü toplamakta kullanılan kaşık
algı
Kazanç, alacak
algı
Rüşvet
algı
Bir şeye dikkati yönelterek, o şeyin bilincine varma, idrak
algı
Bir şeye dikkati yönelterek o şeyin bilincine varma, idrak