My water broke on the evening of the predicted birth date.
- Önceden belirlenen doğum tarihinin akşamında suyum kesildi..
I had a good time last evening.
- Dün akşam iyi bir vakit geçirdim.
It was terribly cold and nearly dark on the last evening of the year, and the snow was falling fast.
- Son derece soğuktu ve yılın son akşamında neredeyse karanlıktı ve kar hızlı düşüyordu.
Tom ate dinner in the dark.
- Tom karanlıkta akşam yemeği yedi.
He worked from morning till night.
- O, sabahtan akşama kadar çalıştı.
Tom didn't have dinner last night.
- Tom dün akşam akşam yemeği yemedi.
We were arriving in Chicago at 9:00 p.m.
- Akşam 09:00'da Chicago'ya varıyorduk.
Tom gets home after 10:00 p.m. every day except Sunday.
- Tom Pazar hariç her gün akşam 10:00' dan sonra eve gelir.
Good evening, how are you?
- İyi akşamlar, nasılsın?
I had a good time last evening.
- Dün akşam iyi bir vakit geçirdim.
We're going to visit the Sun. But in the cool of evening!
- Biz güneşe gideceğiz, ama akşam serinliğinde gideceğiz!
There is usually a cool breeze here in the evening.
- Burada akşamleyin genellikle serin bir esinti vardır.
In the evening, I go to bed at ten.
- Akşam, onda yatmaya giderim.
Mary'e bu gece yemek hazırlaması için izin vereceğiz.
- Mary'nin bu akşam bizim için akşam yemeği hazırlamasına izin vereceğiz.