الإنجليزية - التركية
تعريف agent used to beautify the face and body (as in creams, lipstick, etc.) في الإنجليزية التركية القاموس.
- cosmetic
- {s} güzellik
Zaman iyi bir hekim ama kötü bir güzellik uzmanıdır.
-Time is a good physician, but a bad cosmetician.
- cosmetic
- {s} yüzeysel
- cosmetic
- güzellikle ilgili
- cosmetic
- dış görüntüye önem veren
- cosmetic
- (sorunun) yalnız dış görünümüyle ilgili
- cosmetic
- kozmetikle ilgili
- cosmetic
- plastik her türlü makyaj malzemesi
- cosmetic
- {i} bakım ürünü
- cosmetic
- güzelleştirici
- cosmetic
- i., s. kozmetik
- cosmetic
- {i} makyaj malzemesi
- cosmetic
- (Tıp) Cildi veya saçları güzelleştiren (madde)
- cosmetic
- {s} kozmetik
Tom kozmetik cerrahi geçirdi.
-Tom had cosmetic surgery.
Endişelenmeyin, günümüzün kozmetik cerrahisi, Doktor Frankenstein'ın günlerinde olduğundan çok daha iyidir.
-Don't worry, present day cosmetic surgery is much better than it used to be in Doctor Frankenstein's days.
- cosmetic
- {s} plastik
- cosmetic
- {s} estetik
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف agent used to beautify the face and body (as in creams, lipstick, etc.) في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- {i} cosmetic
agent used to beautify the face and body (as in creams, lipstick, etc.)
الواصلة
a·gent used to beau·ti·fy the face and bo·dy (as in creams, lipstick, etc.)Resimler
المفضلات