age, or old age; as, a man in years

listen to the pronunciation of age, or old age; as, a man in years
الإنجليزية - التركية

تعريف age, or old age; as, a man in years في الإنجليزية التركية القاموس.

year
sene

Babası geçen sene ölmüş. - His father died last year.

Bu, bizim geçen sene kaldığımız oteldir. - This is the hotel where we stayed last year.

year
{i} yıl

Geçen yıl Londra'ya gittik. - We went to London last year.

O üç yıldır Japonya'da. - He has been in Japan for three years.

year
{i} yaş

Benim babam sadece on beş yaşında. - My father is only fifteen years old.

On yaşındayken gitar çalmayı öğrendim. - I learned to play guitar when I was ten years old.

year
her zaman

Böyle bir mikrodalga fırınla, her zaman Yılbaşı gecesidir! - With a microwave oven like this, it's always New Year's Eve!

Japonya bu yıl her zamankinden daha çok araba üretti. - Japan has produced more cars than ever this year.

year
daima

Ruslar Fransız yollarını kopyalar, ancak daima elli yıl sonra. - The Russians copy the French ways, but always fifty years later.

year
bir gezegenin güneş etrafinda döndüğü müddet
year
ihtiyarlık
year
zaman

On yıl uzun bir zamandır. - Ten years is a long time.

Yılın bu zamanında bir sürü karımız var. - We have a lot of snow at this time of the year.

year
year after year her sene
year
year in year out seneden seneye daima
year
(Askeri) yıl Z

İlk birkaç yıl zordu. - The first few years were difficult.

Gelecek yıl zor olacak. - Next year will be tough.

year
year by year seneden seneye
year
a year and a daybir sene bir gün
الإنجليزية - الإنجليزية
year