age, or old age; as, a man in years

listen to the pronunciation of age, or old age; as, a man in years
الإنجليزية - التركية

تعريف age, or old age; as, a man in years في الإنجليزية التركية القاموس.

year
sene

Geçen sene kurulan lunapark sağolsun şehir popüler oldu. - Thanks to the amusement park built last year, the city has become popular.

Geçen sene Bayan Kato sizin öğretmeniniz miydi? - Was Ms. Kato your teacher last year?

year
{i} yıl

Kasabayı ziyaret edenler yıldan yıla artıyor. - Visitors to that town increase in number year by year.

Yıllar önce orada bir kale vardı. - There was a castle here many years ago.

year
{i} yaş

On yaşındayken gitar çalmayı öğrendim. - I learned to play guitar when I was ten years old.

Benim babam sadece on beş yaşında. - My father is only fifteen years old.

year
her zaman

Tom son iki yıldır para çalıyordu ve Mary bunu her zaman biliyordu. - Tom was stealing money for the last two years, and Mary knew it all the time.

Her zaman gelecek yıl vardır. - There's always next year.

year
daima

Ruslar Fransız yollarını kopyalar, ancak daima elli yıl sonra. - The Russians copy the French ways, but always fifty years later.

year
bir gezegenin güneş etrafinda döndüğü müddet
year
ihtiyarlık
year
zaman

On yıl uzun bir zamandır. - Ten years is a long time.

Yılın hangi zamanında genellikle sahilde zaman geçirmek istersin? - What time of year do you usually like to spend time on the beach?

year
year after year her sene
year
year in year out seneden seneye daima
year
(Askeri) yıl Z

İlk birkaç yıl zordu. - The first few years were difficult.

Gelecek yıl zor olacak. - Next year will be tough.

year
year by year seneden seneye
year
a year and a daybir sene bir gün
الإنجليزية - الإنجليزية
year