aczi

listen to the pronunciation of aczi
التركية - الإنجليزية
weakness of
aciz
{s} unable

Tom is unable to do this. - Tom bunu yapmaktan aciz.

aciz
helpless

Some speculators take advantage of the ignorance and helplessness of old people. - Bazı spekülatörler yaşlı insanların cehalet ve acizliklerinden yararlanmaktadır.

aciz
{s} incapable

Mary is incapable of expressing compassion. - Mary merhamet ifade etmekten aciz.

Most people are incapable of verbalising their thoughts clearly. - Çoğu insan düşüncelerini açıkça sözle ifade etmekten acizdir.

aciz
{s} cheap
aciz
lacking ability
aciz
weak
aciz
{s} impotent
ödeme aczi
(Ticaret) insolvency
aciz
(Ticaret) insolvent
ödeme aczi
(Ticaret) insolvent
aciz
puny
aciz
foible
aciz
law insolvency
aciz
powerless

I don't like feeling so powerless. - Çok aciz hissetmekten hoşlanmıyorum.

aciz
feckless
aciz
inability, helplessness, weakness
aciz
inefficient
aciz
weakness, helplessness
aciz
ineffectual
aciz
impuissant
âciz
helpless, weak, powerless; destitute
âciz
unable, incapable (of); clumsy, inept, hopeless, feckless
âciz
unable, incapable
التركية - التركية
Asıl adı Müridzade Mustafa Ağa olan tasavvuf içerikli şiirler yazmış ve divanı ölümünden sonra yayınlanmış XıX. yüzyıl divan şairimiz
aczi beşeri
(Osmanlı Dönemi) insanın güçsüzlüğü
aczi mutlak
(Osmanlı Dönemi) bakımdan güçsüzlük, tam âcizlik, sınırsız güçsüzlük
ACİZ
(Hukuk) Ödeme güçsüzlüğü
aciz
Birinin borcunu vaktinde ödeyememesi durumu
aciz
Beceriksizlik: "Aczini bilmek de bir meziyettir."- Ö. Seyfettin
aciz
Gücü bir işe yetmez olanın durumu, güçsüzlük: "Adamın aczine şaşmaktan kendimi alamıyorum."- R. H. Karay
aciz
(Osmanlı Dönemi) güçsüz, kuvvetsiz; kâbiliyetsiz, beceriksiz
ÂCİZ
(Osmanlı Dönemi) Beceriksiz. Eli ermez. Kabiliyetsiz. Gücü yetmez olan
aczi
المفضلات