الإنجليزية - التركية
تعريف act of being born; act of giving birth; descent, lineage في الإنجليزية التركية القاموس.
- birth
- {i} doğum
Yarın benim doğum günüm.
-Tomorrow's my birthday.
Doğum günü hediyesi olarak sana kalem aldım.
-I got you a pen as a birthday present.
- birth
- neşet
- birth
- doğuş
Bugün sabah bir kelebeğin doğuşunu gördüm.
-Today in the morning, I have seen the birth of a butterfly.
O, doğuştan bir şairdir.
-He is a poet by birth.
- birth
- dünyaya getirme
- birth
- başlangıç
- birth
- doğurma
Mary en fazla iki çocuk doğurmayı istemektedir.
-Mary intends not to give birth to more than two children.
Birçok ebe geleceğe doğurmak için gereklidir.
-Many midwives are needed in order to give birth to the future.
- birth
- sop
- birth
- {i} soy
- birth
- {i} doğma
- birth
- birthri
- birth
- {i} kaynak
Sami'nin doğumu evlilik dışı bir ilişkiden kaynaklandı.
-Sami's birth resulted from an extramarital affair.
- birth
- nesep
- birth
- {i} yavrulama
- birth
- {i} nesil
- birth
- birth control doğum kontrolü
- birth
- {i} köken
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف act of being born; act of giving birth; descent, lineage في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- {i} birth
act of being born; act of giving birth; descent, lineage
الواصلة
act of be·ing born; act of gi·ving birth; descent, line·ageالنطق
Resimler
المفضلات