act in concert or unite in a common purpose or belief

listen to the pronunciation of act in concert or unite in a common purpose or belief
الإنجليزية - التركية

تعريف act in concert or unite in a common purpose or belief في الإنجليزية التركية القاموس.

unite
{f} birleştirmek

On altıncı yüzyılda Osmanlı Türkleri Akdeniz ve Kızıldeniz'i birleştirmek için Mısır'da bir kanal inşa etmeye teşebbüs ettiler. - In the sixteenth century Ottoman Turks attempted to construct a canal in Egypt to unite Mediterranean Sea and Red Sea.

Tom bölmek değil birleştirmek istedi. - Tom wanted to unite not divide.

unify
{f} birleştirmek
unite
{f} bağlamak
unify
birleştir

Çeşitli grupları birleştirmeye çalıştı. - He tried to unify the various groups.

unify
{f} aynı yapmak
unify
bütünlestirmek
unify
tekbiçimli kilmak
unify
tekbiçimli kılmak
unify
bütün haline getirmek
unify
bütünleştirmek

Şirketimizi bütünleştirmek için yeni bir müdüre ihtiyacımız var. - We need a new director to unify our company.

unify
bir örnek yapmak
unite
birlikte olmak
unite
(belli bir amaç için) birlikte hareket etmek
unite
birleştir

On altıncı yüzyılda Osmanlı Türkleri Akdeniz ve Kızıldeniz'i birleştirmek için Mısır'da bir kanal inşa etmeye teşebbüs ettiler. - In the sixteenth century Ottoman Turks attempted to construct a canal in Egypt to unite Mediterranean Sea and Red Sea.

Çabalarımızı birleştirirsek bunu bitirebileceğiz. - If we unite our efforts, we will be able to finish this.

unite
raptetmek
الإنجليزية - الإنجليزية
unify
unite
act in concert or unite in a common purpose or belief

    الواصلة

    act in con·cert or u·nite in a com·mon pur·pose or be·lief

    التركية النطق

    äkt în kınsırt ır yunayt în ı kämın pırpıs ır bîlif

    النطق

    /ˈakt ən kənˈsərt ər ˈyo͞oˌnīt ən ə ˈkämən ˈpərpəs ər bəˈlēf/ /ˈækt ɪn kənˈsɜrt ɜr ˈjuːˌnaɪt ɪn ə ˈkɑːmən ˈpɜrpəs ɜr bɪˈliːf/
المفضلات