acemî

listen to the pronunciation of acemî
التركية - الإنجليزية

تعريف acemî في التركية الإنجليزية القاموس.

acemi
novice
acemi
{i} beginner

I'm a beginner in Lojban. - Ben Lojban'da bir acemiyim.

Tom is obviously a beginner. - Tom belli ki bir acemi.

acemi
{s} inexperienced
acemi
callow
acemi
untrained
acemi
learner
acemi
young
acemi
strange
acemi
tyro
acemi
apprentice
acemi
inept
acemi
recruit

The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily. - Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu.

acemi
(Bilgisayar) newbie
acemi
layman
acemi
blundering
acemi
johnny-come-lately
acemi
(Argo) new jack
acemi
amateurish
acemi
(Askeri) land-lubber
acemi
half-baked
acemi
runnynose
acemi
unskillful
acemi
(deyim) wet behind the ears
acemi
Johnny come lately
acemi
unfledged
acemi
trainee
acemi
dabster
acemi
greenhorn
acemi
tenderfoot
acemi
prentice
acemi
new

Oh my god, a newbie owned me! - Aman tanrım, bir acemi aldı beni.

acemi
tiro
acemi
raw
acemi
beginner, novice, tyro
acemi
inexpert
acemi
neophyte

You're still a neophyte. - Sen hâlâ bir acemisin.

acemi
green
acemi
one who does not have knowledge or experience (of something)
acemi
simple
acemi
young in one's job
acemi
untrained, inexperienced, raw, green, callow, beginner, novice, tyro, greenhorn, colt
acemi
unseasoned
acemi
inexperienced, unskilled
acemi
clumsy
acemi
unskilled
acemi
cub

You are doing well for a cub reporter. - Acemi bir muhabir olarak görevini iyi yapıyorsun.

acemi olmak
stooge
acemi çaylak
gosling
acemi çaylak
rookie
acemi er
(Askeri) basic private
acemi er
new recruit
acemi er
(Askeri) basic
acemi er
(Askeri) private e 1
acemi işi
(Muzik) amateurish
acemi işçi
unseasoned worker
acemi kimse
greenhorn
acemi oyuncu
(Spor) rabbit
acemi çaylak
callow
acemi çaylak
greenhorn
acemi çaylak
(deyim) wet behind the ears
acemi çaylak
(deyim) johnny-come-lately
acemi şansı
dumb luck
Acemi çaylak bu kadar uçar
You cannot expect more from a greenhorn
acemi aktris
ham actress
acemi aktör
ham actor
acemi asker
inductee
acemi asker
conscript
acemi asker
rookie

Tom is still a rookie. - Tom hâlâ bir acemi asker.

acemi bir şekilde
amateurishly
acemi bir şekilde
botchily
acemi birliği
boot camp
acemi er
raw recruit
acemi er
recruit
acemi er
raw recruit, rookie
acemi eğitimi
(Askeri) initial entry training
acemi hava eri
(Askeri) airman recruit
acemi kişi
lubber
acemi oyuncu
ham
acemi oğlanlar
(Tarih) conscript boys
acemi oğlanlar kahyası
(Tarih) commander of conscript boys
acemi planörü
(Askeri) primary type glider
acemi ressam
daubster
acemi ressam
dauber
acemi stratejisi
(Ticaret) dumbbell strategy
acemi tayfa
ordinary seaman
acemi çaylak
fledgling
acemi çaylak
cobbler
acemi çaylak
fledgeling
acemi çaylak
green, callow
acemi çaylak
clumsy fellow
acemi çaylak
rank beginner
acemi çaylak
(Konuşma Dili) clumsy person, awkward person
acemi çaylak gibi
(deyim) as green as grass
acemi öğretmeni
(Askeri) green tabber
acemi öğretmeye vaktim yok
(Konuşma Dili) I have no time to argue with fools
acemi şair
rimer
acemi şair
rhymester
acemi şair
rhymer
acemi şansı
beginner's luck
acemi şoför
inexperienced driver
acemi
sucking
acemi
crude
acemi
brash
acemi
unpractised
acemi
unhandy
acemi
unpracticed
acemi
fresh
acemi
neophytes
acemi
{s} unbaked
acemi
runny nose
acemi
half baked
acemi
{i} catechumen
acemi
{i} punk
acemi
{i} bungler
acemi
sappy
acemi
{i} stranger
acemi
lefthanded
acemi
{i} colt
acemi
{i} stooge
acemi
inexperienced hand
acemi
{i} jackaroo
acemi
inexperience
acemi
{s} guiltless
acemi
{s} unversed
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Yeni. Mübtedi
(Osmanlı Dönemi) Yabancı
(Osmanlı Dönemi) Tecrübesiz
acemi
İşinde, mesleğinde ilerlememiş
acemi
Bir işin yabancısı olan
acemi
Bir yerin, bir şeyin yabancısı
acemi
Bir yerin, bir şeyin yabancısı: "Anlaşılan sen İstanbul'un acemisi olmalısın."- O. C. Kaygılı
acemi
Osmanlı'da saraya yeni alınmış karavaşlara verilen ad
acemi
Bir işin yabancısı olan, eli işe alışmamış, bir işi beceremeyen: "Acemi nalbant gâvur eşeğinde öğrenir."- Atasözü. İşinde, mesleğinde yeni olan: "Polis tramvaya yol vermeli, kozunu acemi şoförle paylaşmalı idi."- H. Taner
acemi
(Osmanlı Dönemi) tecrübesiz, yeni
acemi
Bir işin yabancısı olan, eli işe alışmamış, bir işi beceremeyen
acemi
Saraya yeni alınmış cariyelere verilen ad
acemi katır kapı önünde yük indirir
(deyim) Bir işin yabancısı olan, bir işe alışmamış, beceriksiz ya da anlayışsız kişi, kendisinden beklenen işi eksik yapar ve istenildiği gibi yerine getiremez; daha başlangıç anında veya en önemli yerinde işi bırakıverir
acemi ağası
Hareme yeni alınan cariyelerin ağası
acemi er
Askere yeni alınan ve eğitim dönemini henüz tamamlamamış er
acemi ocağı
Osmanlı ordusuna kapı kulu eri yetiştirmek için kurulan okul
acemi oğlanı
Yeniçeri ocağında yetiştirilmek üzere tutsaklardan veya devşirme yoluyla Hristiyanlardan toplanan çocuk
acemi çaylak
Tecrübesiz, toy, beceriksiz
Acemiler
(Osmanlı Dönemi) E'CAM
acemî
المفضلات