Böyle bir sabit fikirden kurtulsak iyi olur.
- We had better do away with such a fixed idea.
Kralın ilkelerinde sabit bir standart vardır.
- There is a fixed standard in the king's principles.
Ben eylemlerimi kararlaştırılmış zamanlar için planlamayı tercih ediyorum böylece zamanı yönetebilirim.
- I prefer to plan my activities for fixed times so I can manage my time.
Toplantı gelecek pazar düzenlendi.
- The meeting was arranged for next Sunday.
Parça, piyano ve orkestra için düzenlendi.
- The piece was arranged for piano and orchestra.
Saatimin onarılması gerekiyor.
- My clock needs to be fixed.
Tom onu bir çekiçle onardı.
- Tom fixed it with a hammer.
Kitapları büyüklüklerine göre düzenledik.
- We arranged the books according to size.
Onlar bir toplantı düzenlediler.
- They arranged a meeting.