a young male human

listen to the pronunciation of a young male human
الإنجليزية - التركية

تعريف a young male human في الإنجليزية التركية القاموس.

boy
{i} delikanlı

Bu, saatini bulan delikanlı. - This is the boy who found your watch.

Nehirde yüzen delikanlı kimdir? - Who is the boy swimming in the river?

boy
{i} oğlan

Oğlana gönderilen mektupta ilginç bir öykü vardı. - There was an interesting story in the letter to the boy.

Küçük oğlan hayvanat bahçesinde. - The little boy is at the zoo.

boy
erkek çocuk

İki erkek çocuk yemeklerini kendi aralarında pişirdi. - The two boys cooked their meal between them.

Ağacın altında bazı erkek çocukları var. - There are some boys under the tree.

boy
ufaklık
boy
uşak
boy
kızan
boy
Vay be!

Vay be, bu cümle de amma tantana kopardı. - Boy, that sentence sure caused a kerfuffle.

boy
Vay canına!
boy
Üf!
boy
{i} oğul

Oğullarım benim her şeyimdir. - My boys are my everything.

Benim bütün oğullarım büyüdü. - My boys are all grown up.

boy
dili erkek arkadaş
boy
{i} genç uşak
boy
boy scout erkek izci
boy
aşağ

Küçük çocuk yolun aşağısında kayboldu. - The little boy disappeared down the road.

Çocuk bir sal üstünde nehirden aşağıya doğru gitti. - The boy went down the river on a raft.

boy
boy friend k
boy
(isim) oğlan, erkek (genç), delikanlı, erkek çocuk, oğul, erkek hizmetli
الإنجليزية - الإنجليزية
boy

Steve is a boy of 16.

a young male human

    الواصلة

    a young male hu·man

    التركية النطق

    ı yʌng meyl hyumın

    النطق

    /ə ˈyəɴɢ ˈmāl ˈhyo͞omən/ /ə ˈjʌŋ ˈmeɪl ˈhjuːmən/
المفضلات