a wave that lifts the surface of the water or ground

listen to the pronunciation of a wave that lifts the surface of the water or ground
الإنجليزية - التركية

تعريف a wave that lifts the surface of the water or ground في الإنجليزية التركية القاموس.

lift
{i} kaldırma

Bu masa Patty'nin kaldırması için çok ağırdı. - This desk was too heavy for Patty to lift.

Tom yardım etmek için bir parmağını kaldırmadı. - Tom didn't lift a finger to help.

lift
(Spor) taşıma
lift
(Coğrafya) üst katman
lift
kaldırma mesafesi
lift
{f} kaldır

Bir parmağını bile kaldırmazdı. - He wouldn't even lift a finger.

Numarayı çevirmeden önce alıcıyı kaldırmayı unuttum. - I forgot to lift the receiver before dialing the number.

lift
araklamak
lift
yükseltme
lift
bitmek
lift
kaldırma kuvveti
lift
ortadan kaldırmak
lift
arabasına alma
lift
{f} (kulakları) dikmek
lift
(fiil) kaldırmak, yukarı kaldırmak, yükseltmek, topraktan çıkarmak, çalmak, yürütmek, germek, kalkmak, havalanmak
lift
{f} (sis/duman) dağılmak
lift
kaldrış
lift
{i} yardım

Onlar buzdolabını kaldırmak için bana yardım ettiler. - They gave me a hand to lift the fridge.

Tom yardım etmek için bir parmağını kaldırmadı. - Tom didn't lift a finger to help.

lift
(Askeri) KALDIRIŞ: Havanın kaldırıcı hassasından veya aerodinamik basınçtan ileri gelen yükseltici kuvvet; bir uçakta, kanatlar üzerindeki basıncın azalması dolayısıyla meydana gelen yükselme temayülü
lift
(isim) kaldırma, teleferik, yükseltme, asansör, yardım, arabasına alma
lift
{f} kalkmak
الإنجليزية - الإنجليزية
rise
lift
a wave that lifts the surface of the water or ground

    الواصلة

    a wave that lifts the sur·face of the wa·ter or ground

    التركية النطق

    ı weyv dhıt lîfts dhi sırfıs ıv dhi wôtır ır graund

    النطق

    /ə ˈwāv ᴛʜət ˈləfts ᴛʜē ˈsərfəs əv ᴛʜē ˈwôtər ər ˈground/ /ə ˈweɪv ðət ˈlɪfts ðiː ˈsɜrfəs əv ðiː ˈwɔːtɜr ɜr ˈɡraʊnd/
المفضلات