a vessel to draw or carry water in

listen to the pronunciation of a vessel to draw or carry water in
الإنجليزية - التركية

تعريف a vessel to draw or carry water in في الإنجليزية التركية القاموس.

bucket
kova

Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı. - Tom bought a bucket of extra-spicy fried chicken and a container of coleslaw.

Bana içinde yağ olan metal kovayı ver. - Give me the metal bucket with the oil in it.

bucket
(Askeri) mastalya
bucket
(Spor) çember
bucket
bakraç
bucket
(down ile) şakır şakır yağmur yağmak
bucket
bucket seat çanak biçiminde koltuk
bucket
{f} bardaktan boşanırcasına yağmak
bucket
{f} kovayla taşımak
bucket
{f} dörtnala koşturmak
bucket
(İnşaat) kova, kepçe
bucket
bucket çok yağ/in
bucket
{i} tulumba pistonu
bucket
bucket shop borsa hisseleri üzerinden vurgun yapan
bucket
meyhane gibikick the bucket nalları dikmek
bucket
ölmek bucketfulbir kova dolusu
bucket
kova,v.kova ile çek: n.kova
bucket
biriktirme yeri
الإنجليزية - الإنجليزية
{n} bucket
a vessel to draw or carry water in

    الواصلة

    a ves·sel to draw or car·ry wa·ter in

    التركية النطق

    ı vesıl tı drô ır käri wôtır în

    النطق

    /ə ˈvesəl tə ˈdrô ər ˈkarē ˈwôtər ən/ /ə ˈvɛsəl tə ˈdrɔː ɜr ˈkæriː ˈwɔːtɜr ɪn/
المفضلات