a subset of a culture or of a society

listen to the pronunciation of a subset of a culture or of a society
الإنجليزية - التركية

تعريف a subset of a culture or of a society في الإنجليزية التركية القاموس.

group
grup

Bir grup çete parayı çaldı. - A group of gangsters stole money.

Grup bombalama sorumluluğunu üstlendi. - The group claimed responsibility for the bombings.

group
{f} gruplandırmak
group
gruplamak
group
türkümlemek
group
türkümlere ayırmak
group
küme
group
gruplara ayrılmak
group
gruplaşmak
group
topluluk

Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur. - In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.

Emperyalizm, güçlü zümrelerin başka topluluklara hükmederek imtiyazlarını koruyup genişletmeye çalıştığı ideoloji ve pratiktir. - Imperialism is an ideology and practice of powerful groups trying to secure or expand their privileges via dominating other groups.

group
{f} gruplaştır
group
{i} kütle
group
{i} öbek
group
{i} kafile
group
yan yana
group
aynı zamanda teşekkü1 ettiği farzolunan kaya tabakaları
group
(Tıp) Kimyasal bileşim hususunda birbirine benzer maddeler takımı
group
{i} manga
group
birbiri ile benzerlikleri olan hayvan veya bitki sınıfı
الإنجليزية - الإنجليزية
group
a subset of a culture or of a society

    الواصلة

    a sub·set of a cul·ture or of a so·ci·e·ty

    التركية النطق

    ı sʌbset ıv ı kʌlçır ır ıv ı sısayıti

    النطق

    /ə ˈsəbˌset əv ə ˈkəlʧər ər əv ə səˈsīətē/ /ə ˈsʌbˌsɛt əv ə ˈkʌlʧɜr ɜr əv ə səˈsaɪətiː/
المفضلات