a student who holds a scholarship

listen to the pronunciation of a student who holds a scholarship
الإنجليزية - التركية

تعريف a student who holds a scholarship في الإنجليزية التركية القاموس.

scholar
{i} bilim adamı

O, gerçek bir bilim adamıdır. - He is a scholar to the core.

Bay Johnson bir bilim adamı değil fakat bir şairdir. - Mr Johnson is not a scholar but a poet.

scholar
{i} bilgin

O büyük bir devlet adamı ve bunun da ötesinde büyük bir bilgindir. - He is a great statesman, and what is more a great scholar.

O bilgin büyük bir bilimsel keşif yaptı. - That scholar made a great scientific discovery.

scholar
{i} bilgin, âlim
scholar
{i} alim

O şimdiye kadar yaşamış olanlar kadar büyük bir alimdir. - He is as great a scholar as ever lived.

Otuz iki Madagascan alimi Çin'e uçuyor. - Thirty-two Madagascan scholars are flying to China.

scholar
{i} öğrenci

Burslar artık geçen yıl olduğu gibi bu yaz aynı öğrencilere verilmedi. - This summer, no scholarships were awarded to students who received one last year.

Eileen çok iyi bir öğrenciydi. O Syracuse Üniversitesinde okumak için bir burs kazandı. - Eileen was a very good student. She earned a scholarship to attend Syracuse University.

scholar
allame
scholar
çok bilgili kimse
scholar
tahsilli kimse
scholar
Uzman, mütehassis; belli bir sahada geniş bilgiye sahip olan kişi

A Shakespearean scholar.

scholar
{i} burslu öğrenci
scholar
{i} mektepli
scholar
{i} bilge
scholar
burslu öğrenci/bilgin
scholar
edebi ilimlerde araştırma yapan kimse
scholar
{i} okumuş kimse
scholar
{i} eğitimini almış kimse
scholar
{i} edip
الإنجليزية - الإنجليزية
scholar
A student who
graduate student
a student who holds a scholarship

    الواصلة

    a stu·dent who holds a schol·ar·ship

    التركية النطق

    ı studınt hu hōldz ı skälırşîp

    النطق

    /ə ˈsto͞odənt ˈho͞o ˈhōldz ə ˈskälərˌsʜəp/ /ə ˈstuːdənt ˈhuː ˈhoʊldz ə ˈskɑːlɜrˌʃɪp/
المفضلات