a state involving mutual dealings between people or parties or countries

listen to the pronunciation of a state involving mutual dealings between people or parties or countries
الإنجليزية - التركية

تعريف a state involving mutual dealings between people or parties or countries في الإنجليزية التركية القاموس.

relationship
ilişki

Sanırım John'un Jane ile olan ilişkilerini çok fazla okuyorsun. - I think you're reading too much into John's relationship with Jane.

Mutluluğun yüzde 90 kadarı tutum, yaşam kontrolü ve ilişkiler gibi unsurlardan geliyor. - As much as 90 percent of happiness comes from elements such as attitude, life control and relationships.

relationship
bağlantı
relationship
{i} alâka
relationship
{i} bağ
relationship
{i} (insanlar arasındaki) ilişki; arkadaşlık; dostluk
relationship
akrabalık bağı
relationship
karabet
relationship
arkadaşlık
relationship
asabiyet
relationship
akrabalık
relationship
(Nükleer Bilimler) bağıntı
relationship
{i} yakınlık
relationship
akrabalık/ilişki
relationship
{i} ilgi

Tom'la olan ilişkim seni ilgilendirmez. - My relationship with Tom isn't your concern.

Ciddi bir ilişki ile ilgilenmiyorum. - I'm not interested in a serious relationship.

الإنجليزية - الإنجليزية
relationship
a state involving mutual dealings between people or parties or countries

    الواصلة

    a state in·vol·ving mu·tu·al deal·ings be·tween peo·ple or parties or countries

    التركية النطق

    ı steyt învälvîng myuçıwıl dilîngz bitwin pipıl ır pärtiz ır kʌntriz

    النطق

    /ə ˈstāt ənˈvälvəɴɢ ˈmyo͞oʧəwəl ˈdēləɴɢz bēˈtwēn ˈpēpəl ər ˈpärtēz ər ˈkəntrēz/ /ə ˈsteɪt ɪnˈvɑːlvɪŋ ˈmjuːʧəwəl ˈdiːlɪŋz biːˈtwiːn ˈpiːpəl ɜr ˈpɑːrtiːz ɜr ˈkʌntriːz/
المفضلات