الإنجليزية - التركية
تعريف a solid figure bounded by a spherical surface (including the space it encloses) في الإنجليزية التركية القاموس.
- sphere
- küre
Dünya mükemmel bir küre değildir.
-The Earth is not a perfect sphere.
Herkes dünyanın bir küre olduğunu kabul etti.
-Everyone admitted that the earth is a sphere.
- sphere
- sınıf/alan/küre
- sphere
- toparlak
- sphere
- (Biyoloji) sfer
- sphere
- gök kubbesi
- sphere
- küre şeklini vermek
- sphere
- (Matematik) topar
- sphere
- küreler arasına koymak
- sphere
- {i} alan
Avrupa'da kamusal alanın yokluğu gitgide daha fazla hissediliyor.
-The lack of a public sphere in Europe is being felt more and more keenly.
Avrupa'da bir kamusal alanın olmaması gittikçe daha fazla hissedilmektedir.
-The lack of a public sphere in Europe is being felt more and more.
- sphere
- çevre
- sphere
- sınıf
- sphere
- gök kubbe
- sphere
- {i} katman
- sphere
- (isim) küre, yuvar, yerküre, gökyüzü, tabaka, katman, sınıf, alan, çevre
- sphere
- {i} tabaka
- sphere
- {i} yuvar
- sphere
- {i} gökyüzü
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف a solid figure bounded by a spherical surface (including the space it encloses) في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- sphere
a solid figure bounded by a spherical surface (including the space it encloses)
الواصلة
a sol·id fi·gure bound·ed by a sphe·ri·cal sur·face (including the space it encloses)Resimler
المفضلات