الإنجليزية - التركية
تعريف a small tower; typically, a fortified house on the border في الإنجليزية التركية القاموس.
- peel
- {f} soymak
Elmaları soymak zorundayım.
-I have to peel the apples.
Tom cep bıçağı ile elmayı soymakta sorun yaşadı.
-Tom had trouble peeling the apple with his pocket knife.
- peel
- {f} kabuğunu soymak
- peel
- {i} kabuk
- peel
- (Gıda) soymak meyve
- peel
- soyulmak
- peel
- pullanmak
- peel
- (Gıda) soyulmuş kabuk
- peel
- sebze kabuğu
- peel
- meyve kabuğu
- peel
- (Gıda) patates vs kabuğunu soymak
- peel
- (meyve/sebze/vb.) kabuk
- peel
- {i} meyva kabuğu
- peel
- (kabuğu/derisi) soyulmak
- peel
- pul pul dökülmek
- peel
- fırıncı kureği
- peel
- (isim) kabuk, fırıncı küreği, fırın küreği
- peel
- ingiltere ile iskoçya arasındaki sınırda bulunan kare şeklinde eski kule
- peel
- kürek palasu
- peel
- {f} dökülmek (deri)
- peel
- {i} fırın küreği
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف a small tower; typically, a fortified house on the border في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- peel
a small tower; typically, a fortified house on the border
الواصلة
a small tower; typically, a for·ti·fied House on the bor·derالنطق
Resimler
المفضلات