الإنجليزية - التركية
تعريف a small loaf, a compsition of flour, butter, sweetened, a concretion of flesh في الإنجليزية التركية القاموس.
- cake
- kek
İki keki de sevmiyorum.
-I like neither of the cakes.
Muhteşem kek ağzımı sulandırdı.
-The gorgeous cake made my mouth water.
- cake
- {i} pasta
Anne pastayı üç parçaya böldü.
-Mother divided the cake into three parts.
Annem doğum günüm için bir pasta yaptı.
-Mom made a cake for my birthday.
- cake
- {f} katılaşmak
- cake
- kalıplaşmış
- cake
- kalıp
- cake
- topak
- cake
- kaplanmak
- cake
- şekil almak
- cake
- {i} çörek
- cake
- (fiil) kalıplaşmak, katılaşmak, kabuklaşmak, kabuk bağlamak
- cake
- {f} kabuk bağlamak
- cake
- f kalıplaşmak
- cake
- kalıp seklini almak
- cake
- {i} kabuklaşmış kir
- cake
- dili birinci gelmek
- cake
- kaplamak
- cake
- That takes the cakel Aşk olsunl cakes and ale hayatın neşesi
- cake
- {i} parça
O, kek parçasını benimle paylaştı.
-She shared her piece of cake with me.
Anne pastayı üç parçaya böldü.
-Mother divided the cake into three parts.
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف a small loaf, a compsition of flour, butter, sweetened, a concretion of flesh في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- {n} cake
a small loaf, a compsition of flour, butter, sweetened, a concretion of flesh
الواصلة
a small loaf, a compsition of flour, butter, sweetened, a con·cre·tion of fleshالنطق
Resimler
المفضلات