a shallow body of water

listen to the pronunciation of a shallow body of water
الإنجليزية - التركية

تعريف a shallow body of water في الإنجليزية التركية القاموس.

wash
yıkamak

Tom arabayı yıkamak zorunda değil. Mary onu zaten yıkadı. - Tom doesn't have to wash the car. Mary's already washed it.

Bu elbiseyi yıkamak mümkün mü? - Is this dress wash-able?

wash
{f} yıkanmak

Ben yemek yememizden önce yıkanmak isterim. - I'd like to wash up before we eat.

İlk olarak yıkanmak istiyorum. - I want to wash up first.

wash
{f} suyla temizlemek
wash
badana
wash
yıpranmadan yıkanabilir olmak
wash
çamaşırhane
wash
yıkanacak çamaşırlar
wash
{i} sulu yemek (kötü)
a body of
Bir bedenin
wash
(isim) yıkama, yıkanma, losyon, bulaşık suyu, sulu yemek (kötü), mutfak artığı, antiseptik sıvı, çalkantı sesi, dalga sesi, dümen suyu, erezyon, uçak izi, kıyıya vuran süprüntü, ince boya tabakası
wash
{f} erezyona uğratmak
wash
(fiil) erezyona uğratmak, yıkamak, yıkayıp temizlemek, aşındırmak, suyla temizlemek, taşımak (sular), badanalamak, boyamak, yıkanmak, elini yüzünü yıkamak, inandırmak, yıkanır olmak
wash
{f} ince maden/boya tabakasıyla kaplamak; yaldızlamak
wash
yıkanacak

Jane'in yıkanacak çok giysisi var. - Jane has a lot of clothes to wash.

wash
{i} uçak izi
wash
{f} yıkanır olmak
wash
{f} badanalamak
wash
{f} elini yüzünü yıkamak
wash
{f} ıslatmak
wash
{f} boyamak
wash
{i} mutfak artığı
الإنجليزية - الإنجليزية
wash
a shallow body of water

    الواصلة

    a shal·low bo·dy of wa·ter

    التركية النطق

    ı şälō bädi ıv wôtır

    النطق

    /ə ˈsʜalō ˈbädē əv ˈwôtər/ /ə ˈʃæloʊ ˈbɑːdiː əv ˈwɔːtɜr/
المفضلات