a pointed pale, used in marking fences

الإنجليزية - التركية

تعريف a pointed pale, used in marking fences في الإنجليزية التركية القاموس.
picket: {i} grev gözcüsü
picket: piket
picket: karakol koymak
picket: gözcülük etmek
picket: ileri karakol
picket: kazık dikerek çit yapmak
picket: (Askeri) KARAKOL; NÖBETÇİ: Bir birliği baskından korumak veya düşman keşfine engel olmak için kullanılan birlik; özellikle deniz birliği veya tek gemi. Bu terim, bu anlamda seyrek kullanılır. Bak. "outpost". i
picket: {f} kazıklarla çevirmek
picket: {f} gözcü dikmek
picket: {i} nöbetçi
picket: {i} kazık
Tom'un evinin etrafında kazıktan yapılmış beyaz bir çit var. - There's a white picket fence around Tom's house.
picket: {f} 1. kazıklarla etrafını
picket: {i} nöbetçi asker, nöbetçi; bir grup nöbetçi asker
picket: {i} çit kazığı
picket: posta
picket: (fiil) kazıklarla çevirmek, kazığa bağlamak, nöbetçi dikmek, gözcü dikmek, grev gözcülüğü yapmak
picket: {i} grev gözcüsü; bir grup grev gözcüsü
picket: {f} kazığa bağlamak
picket: karakol vazifesini yapmak