Özel lezzet neye benziyor?
- What does the special taste like?
Amerika'ya gitmek için özel bir nedenin var mı?
- Do you have any special reason why you want to go to America?
Tom özellikle konuşkan hissetmiyordu.
- Tom wasn't feeling particularly talkative.
Tom'un onu yapmak için özel bir nedeni yoktu.
- Tom did it for no particular reason.
Şu belirli kişi çalışacaktı.
- That particular person would run.
Oluklu kaşıklar geleneksel pelin ayininde belirli bir role sahiptir.Onlar bir adet küp şekeri soğuk suyla bardaklarının içine eritmek için küp şekeri bardağın üstünde tutmak için kullanılır.
- Slotted spoons have a particular role in the traditional absinthe ritual. They are used to hold a sugar cube over a glass as one dissolves it into her drink with cold water.
Eğer bir ebeveyn iseniz, çocuklarınız için belli bir iş dalını çok istemenize izin vermeyin.
- If you are a parent, don't allow yourself to set your heart on any particular line of work for your children.
Kılavuz kameranın tüm ayrıntılarını anlatmaktadır.
- The instruction manual describes all the particulars of the camera.
Bu bitki Madeira adasına özgüdür.
- This plant is particular to the island of Madeira.
Tom giysileri hakkında çok titizdir.
- Tom is very particular about his clothes.
Tom yiyeceği hakkında çok titiz.
- Tom is very particular about his food.
Yiyeceği hakkında çok müşkülpesenttir.
- He is very particular about his food.
Tom yedikleri hakkında çok müşkülpesenttir.
- Tom is very particular about what he eats.
Öğretmen özellikle o noktaya vurgu yaptı.
- The teacher particularly emphasized that point.
Bu tür müziğe özellikle düşkün değilim.
- I'm not particularly keen on this kind of music.
Tom özellikle konuşkan hissetmiyordu.
- Tom wasn't feeling particularly talkative.
Kılavuz kameranın tüm ayrıntılarını anlatmaktadır.
- The instruction manual describes all the particulars of the camera.
Hastalığın daha da kötüleşirse, bir uzman doktoru ara.
- If your illness becomes worse, call in a specialist.
Dünyada bu hastalığı tedavi edebilen az sayıda uzman var.
- There are few specialists in the world who can treat this disease.
Aşk hayatına özellikle dikkat etmen önemlidir.
- It is important to pay special attention to your love life.
Olağanüstü bir toplantıya gitmem gerekiyor.
- I have to go to a special meeting.
We knew it was named after John Smith, but nobody knows which particular John Smith.
He is very particular about his food and if it isn't cooked to perfection he will send it back.
I don't appreciate your particular brand of cynicism.
I didn't have any particular interest in the book.
or these domesticke and particular broiles, Are not the question heere.
... and standards, and the particular one that you've identified, which is whether or not ...
... who made the series work. In particular, a physicist. He was the one who discovered ...