Asya yaklaşık olarak Avrupa'nın dört katı büyüklüktedir.
 - Asia is roughly four times the size of Europe.
Kitapları büyüklüklerine göre düzenledik.
 - We arranged the books according to size.
Senin odan benimkinin boyutunun iki katı kadar.
 - Your room is twice the size of mine.
Bu ayakkabılardan benim boyutumda olanından sizde var mı?
 - Do you have these shoes in my size?
Tom Mary'nin ayakkabı ölçüsünü bilmiyor.
 - Tom doesn't know what Mary's shoe size is.
Ayakkabı ölçün nedir?
 - What's your shoe size?
Bu elbise, üç ebatta gelir.
 - This dress comes in three sizes.
Onlar değişik ebatlarda üretilmektedir.
 - They are manufactured in various sizes.
Tom, kendi veda yemeğinde birtakım müstehcen espriler yaptı ve bazı meslektaşları bundan rencide oldu.
 - Tom told a number of off-colour jokes at his farewell dinner, and some of his colleagues were offended.
Birtakım nüfuz sahibi arkadaşlarım var.
 - I have a number of influential friends.
Birkaç arkadaş onu uğurladılar.
 - A number of friends saw him off.
Tom ve Mary birkaç kez birlikte yüzmeye gittiler.
 - Tom and Mary have gone swimming together a number of times.
O, bir dizi heyecanlı dedektif hikâyesi yazdı.
 - He has written a number of exciting detective stories.
Fadıl, Leyla'dan bir dizi mektup aldı.
 - Fadil received a number of letters from Layla.
Bir miktar kitap çalındı.
 - A number of books were stolen.
Tom'un bilgisayarı çöktü ve o bir miktar önemli belgeleri kaybetti.
 - Tom's computer crashed and he lost a number of important documents.
I spoke with a number of them about it.
A number of people have commented on it.