a movement into or inward

listen to the pronunciation of a movement into or inward
الإنجليزية - التركية

تعريف a movement into or inward في الإنجليزية التركية القاموس.

entering
{i} girme

Bir üniversiteye girme hayatımın amacı değil. - Entering a university is not the purpose of my life.

Tom'un odasına girmeden önce her zaman kapıyı çalmalısın. - You should always knock before entering Tom's room.

entrance
(Tıp) entrans
entrance
başlangıç
entrance
girme

Gelecek yıl giriş sınavlarına girmek zorundayım. - I have to take the entrance exams next year.

Japonya'da öğrencilerin üniversitelere girmek için zor sınavlara girmeleri gerektiği tüm dünyada bilinmektedir. - It is known all over the world that, in Japan, students have to take difficult entrance examinations to enter universities.

entrance
{f} ilgi uyandır
entrance
kapı

Giriş kapısı kilitli olduğu için biz eve giremedik. - Because the entrance was locked, we couldn't enter the house.

entrance
giriş yeri
entrance
esritmek
entering
giriş

Buraya girişiniz yasaklandı. - You are banned from entering this place.

entering
(isim) girme
entrance
{i} atılma
entrance
giriş ücreti
entrance
{i} sahneye çıkma
entrance
büyüle

Ben sadece onun yüzünün güzelliği tarafından büyülendim. - I was simply entranced by the beauty of her face.

Tom Mary'nin şarkı söylemesinden büyülendi. - Tom was entranced by Mary's singing.

entrance
giriş hakkı
entrance
(fiil) büyülemek, mest etmek, hayran bırakmak, kendinden geçirmek
entrance
(Tıp) Giriş, giriş lyeri
entrance
{i} giriş yeri, giriş kapısı, giriş
الإنجليزية - الإنجليزية
entrance
entering
a movement into or inward

    الواصلة

    a move·ment in·to or in·ward

    التركية النطق

    ı muvmınt întı ır înwırd

    النطق

    /ə ˈmo͞ovmənt əntə ər ˈənwərd/ /ə ˈmuːvmənt ɪntə ɜr ˈɪnwɜrd/
المفضلات