Öğretmen çocukları, yaramazlık ettiklerinde ya da çarpım tablolarını ezbere okuyamadıklarında döverdi.
 - The teacher caned the children if they misbehaved or were unable to recite their times tables.
Onu gördüğüm her an kalbim hızlı çarpıyor.
 - My heart beats fast each time I see her.
Şimdi iyi geceler demenin zamanıdır.
 - Now it's time to say good night.
O zaman Japonya'da demiryolları yoktu.
 - There were no railroads in Japan at that time.
Oda uzun süredir boş.
 - The room has been empty for a long time.
Onlar uzun süredir burada yaşıyor.
 - They have lived here for a long time.
Diaoyu adaları çok eski çağlardan beri Çin toprağı olmuştur.
 - The Diaoyu Islands have been Chinese territory since ancient times.
O kale eski antik çağda inşa edilmiştir.
 - That castle was built in ancient times.
O, yarın bu vakitte Londra'da olacak.
 - He will be in London at this time tomorrow.
Facebook'taki arkadaşlarının resimlerine bakmak vakit kaybıdır.
 - Looking at your Facebook friends' photos is a waste of time.
Ne zaman geri döneceksin?
 - What time will you be back?
Bir zaman makinen olduğunu hayal et.
 - Imagine that you had a time machine.