a linking together, relation, union

listen to the pronunciation of a linking together, relation, union
الإنجليزية - التركية

تعريف a linking together, relation, union في الإنجليزية التركية القاموس.

connection
bağ

Onun bu işle ile hiçbir bağlantısı yoktur. - He has no connection with this affair.

O, babasının bağlantıları sayesinde işi aldı. - He got the job by virtue of his father's connections.

connection
{i} ilişki

Polis, soygun olayı ile ilişkili olarak bir şüpheliyi tutukladı. - The police arrested a suspect in connection with the robbery.

Bizim özel bir ilişkimiz var. - We have a special connection.

connection
{i} bağıntı
connection
arkadaş
connection
mensubiyet
connection
birleştirme
connection
tanıdık
connection
(Dilbilim) bağımlılık
connection
müşteri
connection
{i} yakın

Sami'nin suçlarla çok yakın bağlantıları vardı. - Sami had very close connections to the crimes.

Bir takım yıldızındaki bireysel yıldızlar birbirlerine çok yakın görünebilir fakat aslında onlar uzayda büyük mesafelerle ayrılabilir ve birbirleriyle hiç gerçek bağlantısı yoktur. - The individual stars in a constellation may appear to be very close to each other, but in fact they can be separated by huge distances in space and have no real connection to each other at all.

connection
{i} ilgi

Tom'un öldürülmesiyle ilgili olarak iki adam tutuklandı. - Two men have been arrested in connection with Tom's murder.

Konuyla hiçbir ilgim yok. - I have no connection the matter.

connection
{i} alışveriş
connection
{i} aktarma
connection
{i} yakınlık
connection
{i} bağlama, birleştirme
connection
{i} dost
connection
bağlantı, bilgisayar ile bir bilgisayar ya da aygıtın ilişki kurması
الإنجليزية - الإنجليزية
{n} connection
a linking together, relation, union
المفضلات