الإنجليزية - التركية
تعريف a line or crease in the skin, especially when caused by age or fatigue في الإنجليزية التركية القاموس.
- wrinkle
- {f} kırışmak
- wrinkle
- {f} buruşturmak
- wrinkle
- kırıştırmak
- wrinkle
- {i} kırışıklık
Kırışıklıkları nasıl önleyeceğini bilmek istiyor musun?
-Would you like to know how to prevent getting wrinkles?
O, gözlerinin etrafında birkaç kırışıklık edinmeye başladı.
-She has started to get a few wrinkles around her eyes.
- wrinkle
- {i} buruşukluk
- wrinkle
- ipucu
- wrinkle
- {f} buruştur
- wrinkle
- (isim) kırışıklık, kırışık, buruşukluk, buruşma, ustaca çözüm, kurnazlık, marifet, teknik, ipucu
- wrinkle
- {f} buruşturmak, kırıştırmak; buruşmak, kırışmak
- wrinkle
- (Tekstil) kırışık, buruşuk; kırıştırmak, buruşturmak
- wrinkle
- {i} marifet
- wrinkle
- {i} teknik
- wrinkle
- {i} buruşukluk, kırışıklık, kırışık
- wrinkle
- {i} kurnazlık
- wrinkle
- buruş/buruştur
- wrinkle
- cilt kırışığı
- wrinkle
- wrinklyburuşuk
- wrinkle
- kurnazlık/kırışık
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف a line or crease in the skin, especially when caused by age or fatigue في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- wrinkle
a line or crease in the skin, especially when caused by age or fatigue
الواصلة
a line or crease in the skin, es·pe·cial·ly when caused by age or fa·tigueالنطق
Resimler
المفضلات