الإنجليزية - التركية
تعريف a general term denoting the quantity of radiation or energy absorbed في الإنجليزية التركية القاموس.
- dose
- {i} doz
Sana daha güçlü bir doz vermem gerektiğini biliyordum.
-I knew I should've given you a stronger dose.
İlacından bir doz almanın zamanı geldi.
-It's time you had a dose of your medicine.
- dose
- (Denizbilim) verit
- dose
- miktar
- dose
- düze
- dose
- belli bir dozda ilaç vermek
- dose
- (fiil) dozunu ayarlamak; belli ölçüde ilaç vermek; şaraba alkol katmak
- dose
- (Tıp) Bir ilacın muayyen zamanda alınacak miktarı, doz
- dose
- tatsız bir şey vermek
- dose
- {i} cinsel hastalık kapma
- dose
- ilâç almak
- dose
- (Tıp) Muayyen miktarda ilaç vermek
- dose
- {i} kamışı kırma
- dose
- {i} bir parça
- dose
- bir defada alınan ilâç miktarı
- dose
- belirli miktarda ilâç vermek
- dose
- {f} belli ölçüde ilaç vermek
- dose
- doz,v.dozunu ayarla: n.doz
- dose
- bir doz ilaç ver
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف a general term denoting the quantity of radiation or energy absorbed في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- dose
a general term denoting the quantity of radiation or energy absorbed
الواصلة
a gen·er·al term de·not·ing the quan·ti·ty of ra·di·a·tion or en·er·gy ab·sorbedالنطق
Resimler
المفضلات